ANADOLUDA BİRLİK OLMAZSA KÂİNATTA DİRLİK OLMAZ
Kahramanmaraş Büyük Anadolu Şair Alpagutlar Dernek Başkanı Eğitimci Şair Yazar Erol Yorulmaz Kahramanmaraş olaylarının yıldönümünün yaklaşması nedeniyle birlik beraberlik çağrısında bulundu.
Yorulmaz;?Kahramanmaraş?ta 19 Aralık ile 26 Aralık 1978 tarihleri arasında cereyan eden ?Kahramanmaraş Olayları? iç ve dış mihraklara mensup mahir ellerin hazırlayıp uyguladığı, birlik beraberliğimizi ve kardeşliğimizi hedef alan kirli bir tezgâhtır. Otuz dört yıl geçmesine rağmen her yıl dönümlerinde yeniden tezgâhlanmak istenen bu kirli oyunlara alet olmamak için tüm canların daha sağduyulu olmaları gerekmektedir.? Diyerek açıklamalarına devam etti.
Yorulmaz:?2010 Yılının kutlu bir gecesinde gönlümün Kerbelâ gibi yandığı bir geceydi. Hz. İmam Hüseyin?in Zül-Cenah adlı atından inerek Kerbelâ?ya ayak bastığı anda arzın titrediği gibi titrediğim bir gecede olmuştu olanlar. Hazret-i Fatımâ anamın ?Asırlar var ki, ıssız kalmıştı bu yollar. Sizle beraber yolumuz da, yolcularımızda arttı? deyip, doluyu sunduğu bir gecede düşmüştüm ıssız yollara. İşte o kutlu geceden sonra çıktığım ıssız yolda kılıcım kalemim, kelamım Allah, yolum kırklar, ışığım Şah-ı Merdan, yüreğim Kerbela, sözüm Zülfikar olmuştu? dedi.
Yorulmaz:?Aldığımız kutlu çağrıyı canların gönüllerine ulaştırmak için, Rabbimin ilham yoluyla verdiklerini o geceden sonra kaleme almıştık. Adı o kutlu gecede koyulan ?ISSIZ KALDI YOLLAR? adlı eserimle birlikte düşmüştüm ıssız kalan yollara. Hazret-i Fatıma anamın çağrısı, çağrımdır. Çağrım Hazret-i Fatıma anamın çağrısıdır? diyerek sözlerine devam etti.
Yorulmaz:?Aşkların en güzeli Allah aşkıyla, Nebi aşkıyla, Şah-ı Merdan Hz.Ali,Ehl-i Beyt aşkıyla ıssız yollarda el ele gönül gönüle tüm kardeşlerimi birlikte yürümeye çağırıyorum.Canlar kardeşler artık zihinlerimizde,yüreklerimizde ve ruhumuzdaki ayrılıklardan,gayrlılıklardan kurtulmanın vakti gelip çatmıştır.Maraş?ta kardeşlik duygusu yeniden ulu bir çınar gibi yeniden boy vermedikçe ,Anadolu?da birliği güçlü bir şekilde tesis etmemiz mümkün değildir.?Anadolu?da birlik olmazsa,kainatta dirlik olmaz? çağrısını daha bir gür sesle inanarak haykırmanın vaktidir bugün? diyerek birlik çağrısında bulundu.
Yorulmaz:? ?Allah'a ve Resûl'üne itaat edin ve birbirinizle çekişmeyin. Sonra gevşersiniz ve gücünüz, devletiniz elden gider. Sabırlı olun. Çünkü Allah sabredenlerle beraberdir.?( (Enfâl Suresi), 46. Ayet) Ayet-i Kerimesinde bizlere verilen uyarı ve öğütlere uymadığımız zaman başımıza gelecekler ayet-i kerimeyle sabittir. O halde gönüllerimize düşen bu fitne ateşinin sönmesi için tüm varlığımızla, tüm inancımızla ve gönüllerimizi aydınlatan aşkların en güzeli Allah aşkıyla, Resul aşkıyla, Ehl-i Beyt sevgisiyle gayret göstermek her müminin üzerine farz değil midir? Gün birlik beraberlik günüdür. Gün kardeşlik günüdür. Gün Anadolu?da boy veren ayrık otlarını sevgiyle yolmanın günüdür? dedi.
Yorulmaz:? 2010 yılında Hazret-i Fatıma Anamın çağrısını kabul edip yola çıktığım günlerde bir dost sohbetinden bir kesiti siz kardeşlerimle paylaşmak istiyorum. Paylaşmamın zaruri olduğu inancıyla paylaşıyorum? diyerek anlatmaya başladı.
Yorulmaz:?Can dostum:?Hocam sen bu çağrıyı kabul edip yola çıkıyorsun ama gelebilecek her türlü tepkilere, eleştirilere ve belalara hazır mısın?? diye sordu. Böyle bir soruyla muhatap olduğum için önce can dostumu yadırgadım. Kendi kendime ben bilmeden bir yanlışın mı içindeyim? Ben yanlış bir şey mi yapıyorum? Diye kendi kendimi sorguladım. Düşündüm, taşındım çıktığım yolun doğru olduğuna iman ettim. Hazret-i Fatıma Anamın o kutlu gecede söylediği sözler yankılandı kulaklarımda bir an.? ?Asırlar var ki, ıssız kalmıştı bu yollar. Sizle beraber yolumuz da, yolcularımızda arttı? ?Evet dedim. Dillerde zikredilen Ehl-i Beyt sevgisinin gönülleri kaplamadığını, kaplasaydı bu fitne ateşinin Anadolu?da yanmayacağına, yıllardır akan kanların akmayacağına ve analarımın gözyaşı dökmeyeceğine tüm kalbimle inanıyordum. O halde can dostumdan gelen bu uyarı nedir? Diye sordum kendi kendime. Can dostum:?Hocam, zorlu bir yolu seçtin. Dostum dediklerin seni terk edecek. Senin yanında olanlar, karşında olacak. Sana önceleri güzel sözler sarf edenler, hakaret edecek. Zorlu bir imtihandan geçeceksin. Tüm bunları göze alıyorsan o çağırdığın ıssız yolda seninle kol kola yürümeye ben varım? dedi.
Evet canlar. Can dostumun uyarılarının tamamını yaşadım. Yaşamaya da devam ediyorum. Kendimi en çaresiz hissettiğimde iki cihan güneşi peygamber efendimizin yaşadıkları gözüm önüne geliyordu. Mekkeli müşriklerin Peygamber Efendimize (sav) yaptıkları tertip, eziyet ve işkencelerin hiç biri Resûl-i Ekrem Efendimizi (sav) İslâmı tebliğ etmekten alıkoymamıştı. Resûl-i Ekrem Efendimizin ümmetine de yılgınlık, korkaklık ve gelecek endişesi ve gelecek korkusuna kapılarak sözünden dönmek yakışmaz diyordum. Nebiyy-i Ekrem Efendimiz (sav), amcası Ebû Talib?in? "Kardeşimin oğlu, kavminin ileri gelenleri bana başvurarak senin onlara dediklerini bana ârzettiler. Ne olursun, bana ve kendine acı! İkimizin de altından kalkamayacağımız işleri üzerimize yükleme. Kavminin hoşuna gitmeyen sözleri söylemekten artık vazgeç." Dediğinde, bir müddet mahzun mahzun düşünmüştü. Sonra, hakiki muhafızının Cenâb-ı Hak olduğunu bilmenin gönül rahatlığı içinde amcasına cevabı kılıç kadar keskin, kayalar gibi sert ve kesin olmuştu:?Bunu bilesin ki, ey amca! Güneşi sağ elime, ayı da sol elime verseler, ben yine bu dinden, bu tebliğden vazgeçmem. Ya Allah, bu dini Hâkim kılar, yahut ben bu uğurda canımı veririm? demişti.
Yorulmaz:? Kahramanmaraş?ta 19 Aralık ile 26 Aralık 1978 tarihleri arasında cereyan eden ?Kahramanmaraş Olayları?nın yıldönümünün yaklaştığı şu günlerde tüm kardeşlerime tüm samimi duygularımla seslenmek istiyorum. Bende O Resulün bir ümmeti olarak aynı inanç ve kararlılıkla çağrımı yeniliyor ve tüm kardeşlerimi birlik beraberliğe çağırıyorum. Tüm varlığımla, zerrelerimle, gönlümle inanarak tekrar tekrar söylüyorum ki ?ANADOLUDA BİRLİK OLMAZSA, KÂİNATTA DİRLİK OLMAZ? diyorum? dedi.